Gümüşhane’de, Vali Aydın Baruş’un eşi Nagihan Baruş öncülüğünde koruyucu aile sistemine dikkat çekmek ve toplumsal bilinci artırmak amacıyla anlamlı bir farkındalık toplantısı gerçekleştirildi. “Gönül Elçileri ile Koruyucu Aile Farkındalık” adıyla düzenlenen etkinlik, kentte farklı kesimlerden katılımcıları bir araya getirdi.
Gümüşhane Üniversitesi Dr. Mustafa Çalık Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılan program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Ardından Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardımcısı Gözde Altun Usta açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
Toplantıda söz alan Nagihan Baruş, koruyucu aileliğin, çeşitli nedenlerle biyolojik ailesiyle birlikte yaşayamayarak devlet korumasına alınan 0-18 yaş arası çocuklara, sevgi ve güven ortamında bakım imkânı sunan önemli bir model olduğunu vurguladı. Çocukların sıcak bir aile ortamında büyümesinin, fiziksel ve psikososyal gelişimleri için kritik rol oynadığını belirterek, “Koruyucu ailelik, evlatlarımızın kurum ortamı yerine sağlıklı bir aile yanında yetişmesini hedefler” dedi.
Baruş konuşmasında, “Şefkate ve merhamete muhtaç çocuklara evlerini açan tüm koruyucu ailelerimize teşekkür ediyorum. Onlar, küçük yaşta yetim ve öksüz kalan bir peygamberin takipçileri olarak bu yolda büyük bir fedakârlık gösteriyor. Her birinin saygı ve minneti hak ettiğine inanıyorum” sözleriyle koruyucu ailelere olan takdirini dile getirdi.
“Her Çocuk Bizim Ortak Emanetimiz”
Nagihan Baruş, “Ne kadar gönüllü, o kadar fayda” diyerek toplumun her kesimine çağrıda bulundu: “Kimsesiz bir çocuğun başının hiç okşanmadan büyümesi hepimiz için ağır bir sorumluluktur. Bu çocukları kendi kültürümüzden, medeniyetimizden koparmamak hepimizin görevidir. Devletimiz, kimsesizlerin kimsesi ve çocuklarımızın güvenli limanıdır; 85 milyon vatandaş olarak bu evlatların tamamı hepimizin ortak emanetidir” ifadelerini kullandı.
Program, koruyucu aile hizmeti sunumu, İl Müftülüğü’nün bilgilendirme konuşması ve koruyucu ailelerin deneyimlerini paylaşmasıyla sona erdi. 2025 Aile Yılı vizyonu çerçevesinde düzenlenen bu etkinlik, aile kurumunu güçlendirmeye ve toplumun tüm katmanlarını sorumluluğa ortak etmeye yönelik örnek bir çalışma olarak kayıtlara geçti.
