Tarihin İki Büyük Yürüyüşü Aynı Rotada Buluştu

GÜMÜŞHANE'DE ONBİNLER VE FATİH'İN KARADENİZ GÜZERGÂHI YENİDEN MODELLENDİ

Gümüşhane Üniversitesi’nde Onbinlerin ve Fatih’in Güzergâhı Bilimsel Olarak Yeniden Modelleniyor

Gümüşhane Üniversitesi’nde düzenlenen “Kadim Zamanların Ayak İzleri” konferansında, MÖ 401-400 yıllarında Ksenophon komutasındaki Onbinlerin dönüş yürüyüşü ile Fatih Sultan Mehmet’in 1461’de Trabzon fethi yolculuğunda izlediği güzergâhların bilimsel yöntemlerle yeniden modellenmesi ele alındı.


İki Tarihsel Yürüyüş, Tek Stratejik Güzergâh

Üniversitenin Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte, iki önemli tarihsel rotanın coğrafi işaretlemelerle yeniden belirlendiği çalışma tanıtıldı. Proje, Prof. Dr. İsmail Köse koordinasyonunda yürütülürken; Doç. Dr. Osman Emir, Prof. Dr. Yavuz Akbaş ve Prof. Dr. Metin Aksoy araştırmacı olarak, Kadiriye Koyuncu ise bursiyer olarak görev aldı.


Yoğun Katılım: Vali, Rektör, Başkan ve Akademisyenler Bir Arada

Konferansa Vali Aydın Baruş, Rektör Prof. Dr. Oktay Yıldız, Belediye Başkanı Vedat Soner Başer, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Bilal Sarıdoğan ile akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.


Onbinler ile Fatih’in Rotası Büyük Ölçüde Aynı

Sunumlarda, Ksenophon komutasındaki Onbinlerin dramatik dönüş yolu ile Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’un fethine ilerlerken takip ettiği güzergâhın büyük ölçüde örtüştüğü vurgulandı. Bu benzerliğin, bölgenin tarih boyunca taşıdığı stratejik önem açısından dikkat çekici olduğu belirtildi.


“Gümüşhane, Asırlardır Bir Medeniyet Geçidi”

Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oktay Yıldız, bölgenin tarihsel rolünü şu sözlerle anlattı:

“Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon fethi için izlediği güzergâhın, On Binlerin Karadeniz’e ulaşmak için takip ettiği rota ile büyük ölçüde benzerlik göstermesi tesadüf değildir. Gümüşhane havzası, Zigana ve Doğu Karadeniz geçitleri tarih boyunca stratejik birer geçiş noktası olmuştur. Ksenophon’un askerlerinin sarp vadilerde karşılaştığı coğrafi engeller, Fatih’in ordusunun da aşması gereken engellerdi. Bu çalışma, hem tarihsel sürekliliği anlamak hem de coğrafyanın stratejik mirasını geleceğe daha bilinçli taşımak açısından çok değerlidir.”

Exit mobile version