Türkiye’nin en kapsamlı biyolojik çeşitlilik projelerinden biri olan “Nuh’un Gemisi Projesi” tamamlandı. Yedi yıl süren titiz bir çalışmanın ardından hazırlanan biyolojik çeşitlilik haritası, ülkenin doğa zenginliğini gözler önüne serdi. Türkiye genelinde 81 ilde yürütülen araştırmalar sonucunda, milyonlarca veri kaydedildi ve 25 bin günlük saha çalışması gerçekleştirildi.
Proje kapsamında elde edilen veriler, her ilin biyolojik çeşitliliğini ortaya koyarken, Gümüşhane 2.809 farklı türle dikkat çeken illerden biri oldu. Bu rakam, ilin küçük yüzölçümüne rağmen doğa zenginliğinin ne denli büyük olduğunu ortaya koyuyor.
Gümüşhane’nin Doğa Hazinesi
Karadeniz Bölgesi’nin iç kesiminde, dağlık ve engebeli yapısıyla bilinen Gümüşhane, farklı iklim ve bitki örtülerinin kesişim noktasında bulunuyor. Bu özel coğrafi konum, ilin sahip olduğu yüksek tür çeşitliliğinin en önemli nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.
Bitki türlerinden memelilere, kuşlardan böceklere kadar geniş bir yelpazede kayıt altına alınan 2.809 tür, Gümüşhane’yi adeta bir “doğa müzesi” haline getiriyor. Özellikle endemik yani yalnızca bu bölgeye özgü türlerin varlığı, ilin biyolojik çeşitliliğine ayrı bir değer katıyor.
Türkiye Genelinde Çeşitlilik
Projenin sonuçlarına göre, Türkiye biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın önde gelen ülkelerinden biri. Antalya, Konya ve Artvin gibi iller en yüksek tür sayısına ulaşırken, bazı illerde bu sayı görece düşük kaldı. Gümüşhane ise 2.809 türle üst sıralarda yer aldı.
Türkiye’nin 15 biyocoğrafi bölgeye ayrılarak incelendiği projede, 918 uzman görev aldı. Sadece Gümüşhane’de bile yüzlerce arazi çalışması yapılarak hem bitkiler hem de hayvanlar kayıt altına alındı.
Uzmanların Yorumları
Uzmanlar, Gümüşhane’nin sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin hem ekolojik hem de ekonomik açıdan büyük bir potansiyel taşıdığını vurguluyor. Bitkisel çeşitliliğin, tıbbi ve aromatik bitkiler açısından önemli bir kaynak sunduğu belirtilirken, fauna zenginliği de ekoturizm açısından değerlendiriliyor.
Ekologlara göre, Gümüşhane’nin vadileri, yaylaları ve ormanları sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da korunması gereken alanları arasında yer alıyor. Özellikle küresel iklim değişikliği ve habitat kayıpları düşünüldüğünde, bu çeşitliliğin korunmasının gelecek kuşaklar için kritik önem taşıdığı ifade ediliyor.
Nuh’un Gemisi Projesi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen proje, Türkiye’nin en kapsamlı biyolojik çeşitlilik araştırması olma özelliği taşıyor. Yaklaşık 7 yıl süren proje kapsamında 1 milyon 900 bin veri kaydı yapıldı. Bu verilerin 25 bini doğrudan saha gözlemleriyle toplandı.
Projede damar bitkiler, memeliler, kuşlar, sürüngenler, balıklar ve çift yaşamlı canlılar dahil geniş bir yelpazede türler incelendi. Gümüşhane’nin 2.809 türle öne çıkması, ilin doğal zenginliğinin somut bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Gümüşhane’nin Potansiyeli
Doğa severler için Gümüşhane, keşfedilmeyi bekleyen bir cennet. Zigana Dağı’ndan Karaca Mağarası’na, Süleymaniye Mahallesi’nin tarihi dokusundan yaylalarına kadar pek çok doğal ve kültürel değer, ilin biyolojik çeşitliliğini destekliyor.
Ayrıca, kuş gözlemciliği, doğa yürüyüşleri ve yayla turizmi gibi etkinlikler için de elverişli olan Gümüşhane, sürdürülebilir turizm açısından büyük bir potansiyele sahip. Uzmanlara göre, bu türler korunarak turizmle entegre edilirse hem doğa korunur hem de ekonomik katkı sağlanabilir.
Sosyal Medyada Büyük İlgi
“Nuh’un Gemisi Projesi”nin sonuçlarının paylaşılmasıyla birlikte sosyal medyada da geniş yankı oluştu. Türkiye’nin farklı illerinden vatandaşlar, kendi şehirlerinin biyolojik çeşitlilik sıralamasını merak ederken, Gümüşhane’nin yüksek tür sayısı yerel kullanıcılar arasında gurur kaynağı oldu.
Pek çok kişi, ilin doğa turizmine yönelik yatırımlarının artırılması gerektiğini dile getirirken, bazı kullanıcılar da “Gümüşhane, küçük ama doğasıyla dev gibi” yorumları yaptı.
Bölgede En Dikkat Çeken İl Gümüşhane Oldu!
2.809 tür ile Türkiye’nin en zengin doğa alanlarından biri olduğu kanıtlanan Gümüşhane, “Nuh’un Gemisi Projesi” sayesinde bir kez daha dikkatleri üzerine çekti.
Uzmanlar, bu değerlerin korunması için yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların ortak hareket etmesi gerektiğini vurguluyor. Doğanın sunduğu bu eşsiz hazine, yalnızca bugünün değil, yarının da emaneti olarak görülüyor. Haber: Emircan MERAL
