Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Gümüşhane İl başkanı Hamza Çakır, devleti ve hazineyi batırma projesi olan kur korumalı mevduatın kaldırılmasını doğru bulduklarını söyledi.
Kur Korumalı Mevduatın ilk açıklandığı gün DEVA Partisi genel başkanı Ali Babacan’ın hükumeti uyardığını anımsatan Çakır, “Genel başkanımız KKM’nin açıklandığı ilk gün, ‘Bu kararların kazananı servet sahipleri olur, faturasını dar gelirli vatandaşlarımız, esnafımız, çiftçimiz, memurumuz öder. Bu proje enflasyonu patlatma, hazineyi batırma projesidir’ demişti. Vatandaşın cebinden alıp servet sahiplerine aktarılan milyarlarca doların ardından nihayet 3 yıl sonra bu yanlıştan dönüldü. Müthiş bir buluş gibi anlatılan bu uygulamadan geriye sadece ödenen faizler ve karşılıksız basılan paralar kaldı” dedi.
KKM üzerinden milyarlarca dolarlık servet transferi gerçekleştiğini kaydeden Çakır, “Bu uygulamanın kazananı sayısı 1 milyona tekabül eden azınlık servet sahipleri olurken, faturayı 85 milyon ödemiştir. Milletin emeğinin ve alın terinin bir avuç azınlığa aktarılmasına aracılık eden bu uygulamadan dönülmesi geç atılmış olsa da doğru bir adımdır. O günlerde kurkorumalı mevduata güzelleme yapanların bugünkü susukunluğu manidardır. Ancak bu suskunluk, 85 milyona ödetilen faturanın vebalinden propaganda aktivistlerini kurtarmaz. 85 milyonun hakkında onların da önemli oranda payı vardır” diye konuştu.
Genel başkanları Ali Babacan’ın ekonomiyi yönertiği dönemlerde zenginlerin payının küçüldüğünü, buna karşın yoksul kitlelerin refahının yükseldiğini dile getiren Çakır, “Şimdi o ihtişamlı günlerden eser kalmadı. Yanlış ekonomik tercihler nedeniyle 2002 öncesine doğru geri giden bir rotaya girdik. Bu büyük ve güzel ülkenin yeniden ayağa kalkması için Ali Babacan’a ihtiyacı var. Zor koşullarda yürüttüğümüz siyasi mücadelenin temel sebebi budur” değerlendirmesinde bulundu.
CHP ile Ak Parti arasındaki siyasi kavganın halkın ihtiyaçlarından uzak, malayani bir kavga olduğunu vurgulayan Çakır, “Tüm bu süreçler yaşanırken bakıyoruz iktidar ana muhalefet partisi ile siyasi kavga üreterek ömrünü uzatmaya çalışıyor. Ana muhalefet partisi de bu malayani kavganın mağdurunu oynayarak muhalefet tekeli oluşturmanın derdine düşmüş. Emeklinin, asgari ücretlinin, çöken orta direğin, zor durumdaki esnafın ve ciftçinin sorunlarına dair bir çözüm ortaya koyamadıkları için kolay olanı seçiyor, mahalle kavgası ile sosyolojiyi dizayn etmeye çalışıyorlar. Millet olarak bu boş kavgaya taraf olmanın zaman israfı olduğunu iyi tahlil etmemiz gerekiyor” dedi.