Su var, toprak var, baraj var… Ama tarım hâlâ dış ticaret açığı veriyor”

Untitled-5 copy

Anahtar Parti İl Başkanı Muhammet Kaya: “Sorun doğal kaynaklarda değil, üretim modelinde”

Anahtar Parti Gümüşhane İl Başkanı Muhammet Kaya, Türkiye’nin en büyük tarımsal kalkınma yatırımlarından biri olan Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) 47 yıla rağmen bölgenin tarımsal dış ticaret dengesini iyileştiremediğini belirterek, “Bu bereketli topraklarda tarım neden kendi kendini karşılayamıyor?” sorusunu gündeme taşıdı.


“Dev yatırımlar yapıldı, ama beklenen sonuç alınamadı”

Kaya, Fırat–Dicle Havzası’nda 1977’de başlatılan GAP’ın temel amacının suyun yönetimi, toprağın verimli hâle getirilmesi, sulama kapasitesinin artırılması ve kırsal kalkınmanın hızlandırılması olduğunu hatırlattı.

Atatürk Barajı başta olmak üzere bölgede onlarca baraj, enerji tesisi, sulama tüneli ve sulama şebekesinin hayata geçirildiğini söyleyen Kaya, bugünün parasıyla 100 trilyon lirayı aşan kamu kaynağının GAP’a aktarıldığını ifade etti.

Silvan Barajı gibi dev projelerin son yıllarda bu yatırımlara eklendiğini belirten Kaya, 255 milyar TL maliyetle yürütülen Silvan Projesi’nin 2,35 milyon dekar araziyi suyla buluşturacağını söyledi. Ancak buna rağmen tarımsal dış ticaret dengesinin iyileşmediğini vurguladı.


13 Yılda 7,9 Milyar Dolar Tarımsal Dış Ticaret Açığı

Resmî verilere göre 2013–2025 döneminde bölgenin tarımsal ithalatı her yıl ihracatın üzerinde gerçekleşti ve toplam dış ticaret açığı 7,9 milyar dolara ulaştı.

2023 yılı tarımsal dış ticaret verileri ise şöyle:

  • Tarımsal ihracat: 1,3 milyar dolar
  • Tarımsal ithalat: 1,6 milyar dolar

Bu tabloyu yorumlayan Kaya, “Sorun su değil, toprak değil; sorun yönetim, planlama ve örgütlenme biçimidir.” dedi.


“Toprak dağılımındaki eşitsizlik üretimi boğuyor”

Kaya, bölgede üretimi sınırlayan asıl sorunun doğal kaynak eksikliği değil, yapısal eşitsizlikler olduğunu belirterek şu verileri paylaştı:

  • Toprağın %63’ü, nüfusun çok küçük bir bölümünün elinde bulunuyor.
  • Halkın %81,5’i, toplam arazinin yalnızca %37’sinde üretim yapıyor.
  • Hanelerin %51’i küçük ve parçalı arazilere sahip.
  • Üreticilerin %6’sı tamamen topraksız.
  • Tarımsal gelirin %70’i, sadece %1,5’lik kesime gidiyor.

Kaya, “Bu tabloyla üretimin tabana yayılması mümkün değildir. Refahın neden geniş kesimlere ulaşmadığı burada gizlidir.” diye konuştu.


Çözüm: Birlikte Üretim ve Havza Koordinasyon Modeli

GAP’ın altyapı misyonunu yerine getirdiğini ancak artık üretim modelinin yenilenmesi gerektiğini söyleyen Kaya, çözüm reçetesini şöyle açıkladı:

  • Binlerce küçük çiftçi, kooperatif çatısı altında tek bir büyük işletme gibi yönetilecek.
  • Devlet; tohum, gübre, enerji ve su gibi girdilerde destek sağlayacak.
  • Üretim planlamasını kooperatif üstlenecek.
  • Üretilen mahsul devlet tarafından satın alınarak üretici güvence altına alınacak.

Bu modelle birlikte:

  • Parçalı araziler, tapular korunarak birlikte işlenecek,
  • Küçük ve büyük üretici arasındaki uçurum kapanacak,
  • Gelir adaleti güçlenecek,
  • Katma değerli üretim artacak,
  • Bölgenin dış ticaret açığı kapanacak,
  • Halkın refah seviyesi yükselecek.

“Toprak bizim, su bizim… Model bize ait değilse refah da bize ait olmaz”

Kaya, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:

“Toprak bizim. Su bizim. Baraj bizim. Ama üretim modeli bize ait değilse refah da milletimize ait olmaz. Bu toprakların gücü, bu halkın emeği ve ülkenin kaynakları birlikte üretim modeliyle buluşmalıdır. Artık yalnızca birkaç büyük aile değil, bölgenin tamamı yükselecek.”

Anahtar Parti olarak yapısal dönüşümden yana olduklarını belirten Kaya, tarımsal dış ticaret açığının kapatılması için çağrıda bulundu.

Exit mobile version